İTTİHAT ve TERAKKİ CEMİYETİ

TEŞKİLÂT-I MAHSUSA'nın kurucularından, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önde gelenlerinden BAHAEDDİN ŞÂKİR BEY

Fotoğraf, Balkan Harbi esnâsında Edirne Hilal-i Ahmer Cemiyeti Hastahanesi'nde çekilmiş olup hastahanenin başhekimi BAHAEDDİN ŞAKİR BEY, doktorlar ve hemşirleri göstermektedir. 

 

Nadir fotoğrafhane "Photographie Botton Adrinople",

 

Sadece fotoğraf 22x16 cm

 

II. Meşrutiyet döneminde, mebus veya nazır unvanı taşımamış olmakla birlikte, İttihat ve Terakkî’nin Kâtib-i Mes’ullerinden biri olarak devrin önde gelen siyasetçileri arasında yer almıştır. İttihat ve Terakkî içindeki ünlü "Doktorlar grubu"nun üç önemli isminden birisi olmuş Cemiyet’in Türkçü-Turancı kanadında yer almış, bir ideolog olmaktan çok teşkilatçı kimliğiyle ön plana çıkmıştır. Teşkilât-ı Mahsusa’nın kurucularından olan Bahaddin Şakir, örgütün siyasi bölüm şefi olarak görev yapmıştır. Genç yaşta mensubu olduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti içerisinde Dr. Bahaeddin Şakir Bey’in önemli bir rolü vardı. Dr. Nazım Bey ile birlikte büyük fedakârlıklar göstererek sıkı bir parti örgütü kurmayı başardı. Hatta Cemiyeti yeniden örgütledi ve ona ihtilalcı şeklini vermekte başrol oynadı. Bahaeddin Şakir, İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde etkin ve uzun süreli nüfuza sahipti ve o hep perde arkasında kaldı, hatta Talat, Cemal, Enver gibi ileri gelen ittihatçı liderleri yönlendirenler arasında bulundu. Tıp Fakültesindeki muallim muavinliği görevinin yanı sıra 1901 yılından itibaren Yusuf İzzettin Efendi’nin özel tabipliğine tayin edildi. Bu sırada Yusuf İzzettin Efendi henüz veliaht değildi. Türkiye’de adlî tıpın kurucularındandır ve ülkedeki ilk telif Adlî Tıp ders kitabının yazarıdır. I. Dünya Savaşı’nın ardından Ermeni Kırımı'nda oynadığı rol nedeniyle İtilaf Devletleri etkisindeki mahkeme tarafından idama mahkûm edilince yurt dışına çıkmış, Berlin’de Ermeni suikastçılar tarafından öldürülmüştür.